İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares, Suriye’deki istikrarlı ve barışçıl bir gelecek için Türkiye ile işbirliği yapmanın önemine vurgu yaptı. Albares, yaklaşan Suriye ve Lübnan ziyaretleri öncesinde yaptığı açıklamalarda, Türkiye’yi “birinci sınıf stratejik ortak” olarak nitelendirdi ve Türkiye’nin Orta Doğu’daki rolünün İspanya tarafından büyük bir takdirle karşılandığını belirtti.
“TÜRKİYE İLE OLAĞANÜSTÜ İŞBİRLİĞİ YAPACAĞIZ”
Albares, Suriye meselesinde Türkiye ile yakın işbirliği yapacaklarını ifade ederek, “Türkiye’nin Orta Doğu ve Suriye’deki sesi çok değerli. İstikrarlı, barışçıl ve kapsayıcı bir Suriye’ye ulaşmak için İspanya ve AB olarak Türkiye ile güçlerimizi birleştirmemiz gerekiyor” dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile sık sık görüştüğünü belirten Albares, “Hakan Fidan’ın bölgeyi derinlemesine anlayışı benim için büyük bir avantaj. Onun görüşlerinden faydalanıyorum” şeklinde konuştu.
“YENİ SURİYE YÖNETİMİ OLUMLU ADIMLAR ATIYOR”
Albares, Suriye’de Esad rejiminin çökmesinin ardından kurulan yeni yönetimin adımlarını “olumlu” bulduklarını söyledi. İspanyol Bakan, “Yeni yönetimin şiddetten uzak durduğunu, kanlı diktatörlüğe son verdiğini ve cezaevlerini boşalttığını görmekten memnuniyet duyuyoruz” ifadelerini kullandı.
YAPTIRIMLARA VE İSRAİL’İN İŞGALİNE TEPKİ
Albares, Esad rejimine yönelik yaptırımların, yeni yönetimin sorumluluğundaymış gibi sürdürülmesinin adil olmadığını belirtti ve yaptırımların gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca, İsrail’in Suriye topraklarındaki işgaline karşı olduklarını vurgulayan Albares, “Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenliği her zaman savunduğumuz temel unsurlardır. Tüm yabancı güçlerin bölgeden çekilmesi gereklidir” dedi.
“BARIŞ VE İSTİKRAR İÇİN TÜRKİYE İLE GÜÇ BİRLİĞİ ŞART”
Albares, Türkiye ile Suriye’de barış, istikrar ve refahın sağlanması için birlikte hareket edeceklerini belirtti ve şöyle devam etti:
“Egemen ve barışçıl bir Suriye, yalnızca bölge için değil, Avrupa ve dünya için de büyük önem taşıyor. İspanya, bu süreçte Türkiye’nin yanında olacak ve AB’nin daha aktif bir rol üstlenmesini sağlayacaktır.”