YILMAZ BİLGEN’İN HABERİ –Suriyeli nükleer uzmanı Abdulkerim Hatim, İsrail’in taktik nükleer kullanıldığını iddia ederek bombanın ABD yapımı B61 tipi nükleer kapasiteye sahip silah olduğu görüşünü savundu. Yer bilimleri uzmanı Hans-Benjamin Braun, korkunç bir gürültü eşliğinde patlayan bombanın ardından Türkiye ve Kıbrıs’ta artan radyasyon oranının ve patlamanın yaşandığı bölgede oluşan krater yarıçapının nükleer saldırı iddialarını kuvvetlendirdiğini belirtti.
Suriyeli General Ali el-Bekri ise Tartus saldırısını stratejik hamle olarak nitelendirdi ve “Bu bombardıman Akdeniz’le ilgili bir mesaj niteliği taşıyor” dedi. Esad’ın düşerken yaptığı ihanetin Suriye’ye yeni bedeller ödeteceğini kaydeden General Bekri “İsrail Hama, Humus, Halep, Sifira ve hatta Deyrizor’u da vuracak. Tartus’ta rejimin bazı taktik füzeleri vardı. Sarp dağların arasında kazılmış gizli tüneller vardı. O tünellerde de sofistike silahlar gizleniyordu. Bu silahların önemli bir kısmı İran’a aitti. Bunu ordu içerisinde çok sınırlı kimseler ve Esad ailesi dışında çok az kişi biliyordu. İsrail söz konusu ihaneti bir tür koza dönüştürdü. Vermek istediği temel mesaj Akdeniz’in tüm zenginliği bana ait. Şayet yeni Suriye yönetimi ile Akdeniz merkezli kıta sahanlığı ve bu paralel de anlaşmalar yaparsanız ben bunu kabul etmeyeceğim uyarısı idi. Olayın Kıbrıs-Libya boyutuna ek Lübnan ve Mısır faktörlerinin de eklenmesi İsrail’i sınırlı bir alana hapsedecek. Trilyonlarca dolarlık fosil yakıt potansiyelinden mahrum kalacak. Kendisi Akdeniz’de tekel oluşturdu. Hizbullah ile yaptığı anlaşma tamamen kendi lehine döndü. Şayet Şam ve Ankara anlaşırsa bu tekel kırılacak. Nükleer bomba ile bunu açıkça dillendirdi” diye konuştu. General Bekri, Türkiye’nin Şam üzerindeki etkisi ve Suriye’de tüm kurum ve kuruluşların dizaynı ile İsrail’in çok rahat bertaraf edileceğini, Şam’ın düşmesi ile birlikte İsrail’in de hesaplarının altüst olduğunu vurgulayarak “Türkiye’nin kazandığı vasatta İran ve İsrail eşit bir biçimde kaybetti” tespitinde bulundu.