Telif hakkında 70 sene tartışması! Yazarın emeği gasp mı ediliyor?

MURAT ÖZTEKİN’İN HABERİ – Türkiye’de geçerli olan Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na göre yazarların telif hakları vefatlarından 70 senenin geçmesinin ardından ortadan kalkıyor. Sait Faik Abasıyanık’ın kitaplarının telif hakkı da 1 Ocak 2025 itibarıyla bitti. Bu sebeple yazarın daha evvel Darüşşafaka Cemiyeti’ne bağışladığı telif gelirlerinin sona ereceğini Türkiye gazetesi olarak ilk defa 25 Aralık 2024’te ülke gündemine taşıdık. Cemiyet, gazetemize açıklama yaparak buna rağmen Sait Faik Müzesi’ni işletmeye ve adına armağan vermeye devam edeceklerini duyurdu. 

Ancak yayın dünyasında enteresan bir gelişme oldu. İş Bankası Kültür Yayınları, önceki gün sosyal medyadan açıklama yaparak Sait Faik eserlerinin gelirlerini yazarın da vasiyetine uygun olarak Darüşşafaka Cemiyeti’ne aktarmaya devam edeceklerini duyurdu. İthaki Yayınları gibi yazarın eserini telifsiz olarak basmaya başlayan bazı yayınevlerinden de benzer bir karar geldi. 

“MİRAS KALAN EV GİBİ”

Bu durum ise diğer edebiyatçıların haklarını gündeme getirdi. Yazarların ölümünden 70 sene sonra telif haklarını sonra erdiren 5846 Numaralı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu tartışmaların merkezinde. Bazı sanatçı ve yazarlar telif haklarının miras hukuku çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyor; kitapların da “miras kalan ev gibi” görülmesi kanaatini taşıyor. Kimi yazarlar ise eserlerin haklarının kamuya devredilmesi için 70 senenin makul bir zaman olduğunu savunuyor.

SELİM İLERİ: YAZARIN EMEĞİ MAHVEDİLİYOR, SÜRE EN AZINDAN 100 SENE OLMALI

Gazetemize konuşan usta edebiyatçı Selim İleri, söz konusu kanunu eleştirerek “Yazarın vefatından 70 sene geçmesinden sonra aklı esen eserleri basabiliyor; kitaplar yanlış şekilde yayımlanıyor ve yazarın emeği mahvediliyor. Çok yanlış şeyler oluyor. Mesela Sabahattin Ali’nin eserleri fevkalade yanlış şekilde basıldı” ifadelerini kullanıyor. Hukuki düzenleme yapılması gerektiğini savunan İleri “Bence süre tamamen kaldırılmalı. Fakat bu yapılamıyorsa en azından vefattan 100 yıl geçecek şekilde süre konmalı” diyor.  

İSKENDER PALA: 70 SENE TABİİ BİR ŞEY

Ancak bir diğer usta yazar olan İskender Pala, bu hususta farklı görüş taşıyor. Yazar Pala “Eserin 70 sene sonra kamuya mal edilmesi bence tabii bir şey. Çünkü edebî eser, herhangi bir gayrimenkul gibi şahsi değil, topluma mal olmuş bir şey. Ancak Sait Faik’te olduğu gibi yazar telif gelirini bir vakfa verdiyse orada devam etmesini tabii bulurum” değerlendirmesini yapıyor. 

HUKUKÇU GÖRÜŞÜ: KANUNU DEĞİŞTİRMEK HİÇ KOLAY DEĞİL 

Telif tartışmalarında esas mesele hukukta… Telif hukuku üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan Prof. Dr. Mustafa Ateş, milletlerarası Bern Sözleşmesine imza attığımız için söz konusu kanunun değiştirilmesinin zor olduğunu söylüyor. Prof. Ateş şöyle konuşuyor: “Daha önce hak sahipleri ‘Mağdur oluyoruz, eserlerimizden başka mirasımız da yok. Hayattayken de bunların maddi gelirlerinden yeterince istifade edemedik’ diyerek benzeri girişimlerde bulundular. Çünkü çoğu sanatçının değeri öldükten sonra anlaşılıyor. Ancak Türkiye Gümrük Birliği’ne dahil olurken Avrupa Birliği ‘Bizim telif hukuku müktesebatımızı da kendi iç hukukunuza almak zorundasınız’ dediği için 1995’te söz konusu düzenleme yapıldı. Uluslararası hukuka dayanan bir kanun maddesi olduğu için 70 senenin uzatılması çok mümkün görünmüyor.”

“70 SENE” BATI’DA DA TARTIŞILIYOR

Türkiye’nin de imzaladığı ve telif kanunlarını buna göre düzenlediği “Edebiyat ve Sanat Eserlerinin Korunmasına İlişkin Bern Sözleşmesi” 1886 yılında hayata geçti. Ancak o tarihlerde Avrupa’da ortalama insan ömrü 40 yaş civarındaydı. Günümüzde ise Avrupa’da ortalama hayat süresi 80 senenin üzerine çıktı. Batı’daki bazı hukukçular bu değişimi delil göstererek telif haklarındaki 70 senelik müddetin uzatılması gerektiğini savunuyorlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir