YEŞİM ERASLAN ANKARA – ABD’nin 20 Ocak’ta yemin edecek olan seçilmiş başkanı Donald Trump, önce Kanada’yı 51. eyalet olarak niteledi, ardından Panama Kanalı’nı ülkesinin kontrolüne yeniden alma fikrini ortaya attı, sonrasında da Grönland’ı satın alma teklifini gündeme getirdi. Oğlu Eric Trump da babasının Amazon’da alışveriş yaparken sepetine Kanada, Panama Kanalı ve Grönland’ı eklediği bir görsel paylaştı. Baba-oğul Trump’ların bu adımları tepkilere sebep olurken, konuyu gazetemize değerlendiren milletlerarası hukuk uzmanı Doç. Dr. Hakkı Erkiner, uluslararası hukukta geçerli ülke kazanma biçimlerinin olabileceğini belirterek, bunların hiçbirinin Trump’ın geçerli ülke kazanma metoduna denk düşmediğini ifade etti.
KUVVETLE KAZANMA BİTTİ
Erkiner, Donald Trump’ın ülkelere yönelik taleplerinin uluslararası hukukta geçerliliğinin bulunmadığını kaydederek “Grönland Danimarka’ya ait özerk bir bölge. Yani ahalinin talebiyle devletlerin toprak bütünlüğü var. Nüfusun talebiyle bir toprak bir devletten ayrılıp bir başka devlete geçmez. Trump’ın Kanada’yı istemesinde gerekçe bile bulunmuyor. Süveyş Kanalı’nı önce Osmanlı açtı, şimdi biz kalkıp Mısır, Türkiye’ye katılmalı mı diyeceğiz? Süveyş’te Osmanlının yatırımı vardır mı diyeceğiz? Dolayısıyla o Panama’yı talep etme gerekçesi de geçerli değil” dedi. Kuvvet kullanarak ülke kazanmanın 1945 yılındaki Birleşmiş Milletler Antlaşması’ndan sonra artık geçerli bir ülke kazanma metodu olmaktan çıktığını ifade eden Hakkı Erkiner, geçerli olabilecek yegane hususun belirlenen şartlar altında devir şeklinde olabileceğini kaydetti.
PAZARLIK PEŞİNDE
Erkiner “Bir devrin söz konusu olabilmesi için de o devletin egemen iradesinin, topraklarının bir kısmının bir başka devlete intikaline rıza göstermesi lazım. Panama’da ücret meselesi biraz daha ciddi bir mesele. Trump popülist söylemlerle, kendince pazarlık şansı oluşturacak. Panama’da kanal ücretlerinin düşürülmesi gibi” diye konuştu.