Çeşitli kurumlarda yıllarca güvenlik amiri olarak görev yapan Mustafa Güneyli, 2018’de emekli olmasının ardından yaşamında yeni bir sayfa açmak istedi.
İngiliz komedyen Charlie Chaplin‘in sessiz filmlerindeki gösterişsiz ama bir o kadar da zarif performansını kendisine referans olarak belirleyen Güneyli, ünlü aktörün dünya çapında üne kavuştuğu karakteri “Şarlo“yu canlandırmaya başladı.
Güneyli,6 yıldır haftanın belirli günlerinde Kadıköy sokaklarında 25 Aralık 1977’de ölen Charlie Chaplin’in Şarlo karakteriyle dolaşıyor.
“ŞİDDETE HAYIR TEBESSÜME EVET”
Bu konuda herhangi bir eğitim de almayan Güneyli, bir kitapçının alt katında kostüm ve makyaj hazırlığını yapıyor, daha sonra yüksek sandalyesi, bastonu ve tabelası gibi kişisel eşyalarını alarak canlandırma yapacağı alana geçiyor.
Güneyli, çeşitli belgesel, tiyatro ve etkinlikte de Şarlo karakteriyle yer alırken, çoğunlukla sokakta insanlarla iç içe performans sergiliyor.
Sokaktan geçen insanların ilgiyle karşıladığı Güneyli, performansına seyircilerini de dahil ederek jest ve mimikleriyle karşılık veriyor, birlikte yürüyor, fotoğraf çektiriyor.
Performansını icra ettiği koltuğun önüne “Şiddete hayır tebessüme evet” yazılı bir tabela bırakan Güneyli, bir gün mazlum coğrafyalarda insanlara yönelik de bir gösteri yapmak istiyor.
“HER TÜRLÜ ORTAMA DAHİL OLABİLEN TEK BİR İNSAN VARDI, O DA CHARLİE CHAPLİN’Dİ”
Mustafa Güneyli, 2018’de emekli olduktan sonra birtakım üzücü olaylar yaşadığını ve İngiliz komedyen Charlie Chaplin’in unutulmaz karakteri “Şarlo”yu canlandırmaya karar verdiğini anlattı.
Güneyli, sabah kendisine “Merhaba” diyen akşam da kavga eden insanları gördükçe iyice moralinin bozulduğunu belirterek, “Bu da benim psikolojimi bayağı etkiliyordu. Düşündüm, bir şey yapmak istedim. ‘Ne yapabilirim?’ dedim. Bütün topluma hatta dünyaya, uluslara, her yere seslenebilen, her türlü kitlenin içine girebilen, her türlü ortama dahil olabilen tek bir insan vardı, o da Charlie Chaplin’di.” diye konuştu.
“HÜZÜN VE MATRAKLIĞI BİRLEŞTİRDİĞİNİZ ZAMAN CHARLİE CHAPLİN ÇIKAR”
Kendisine yönelik eleştirilerin performansı için bir motivasyon aracına dönüştüğünü aktaran Güneyli, “Evveliyattan gelen şu izlenimler benim üzerimdeydi, ‘Sen hiçbir şeyi beceremezsin, sen bir şey yapamazsın.’ gibi baskıların içinde büyüyen bir insandım. Bu gibi yaşanmışlıklar, toplumun son halleri, insanların üzülmesi, üzgün dolaşması, insanların gülmemesi, bunların hepsi bir birikti. Ben içimden ‘Bir şey yapmam gerekir.’ dedim. Hem kendimi düzeltebilmem hem de insanlar açısından bir şey yapmak gerekir diye düşündüm, öyle başladı.” ifadelerini kullandı.
Güneyli, Charlie Chaplin’le arasındaki bağa dikkati çekerek, “Hüzün ve matraklığı birleştirdiğiniz zaman Charlie Chaplin çıkar. Onun da ailesinden, özünden gelen hüzün ama içinden gelen matraklık, bunu birleştirdiği zaman kendisi yani Şarlo çıkıyor.” dedi.
Başladığı günlerdeki motivasyonuna değinen Güneyli, “Sabah bana ‘Günaydın’ deyip, akşam benimle kavga etmek isteyen insanlara çok kızmıştım. Öyle bir duruma geldim ki intikam almak istedim ama dedim ki ‘Bu intikam kötü bir şekilde olmamalı. Beni güldürmeye küstürenlere, güldürmeyi öğretmek olmalı.’ dedim. Güldürmek nasıl olur, işte onu başardım.” şeklinde konuştu.
“İNANIN CHARLİE CHAPLİN’İ GÖREN DÜŞMAN DURACAKTIR”
Güneyli, kahkaha atmayı da ağlamayı da yalan bulduğunu ama tebessümün gerçek olduğunu, performanslarında da bunu elde ettiğini dile getirerek, “Hayatımda duygusal bir yapıya sahibim, hala hayatımın geri planında bir yalnızlık var ama canlandırma yaparken de o motivasyonla gelen tebessüm Charlie’yi besliyor. İkisi birbirini besliyor, olay bundan ibaret.” diye konuştu.
Dezavantajlı insanlara yönelik çalışmalarına da değinen Güneyli, şöyle konuştu:
“Ben deprem bölgesine de gittim defalarca, o çocukların nasıl bana koştuğunu, o yaralı insanların nasıl bana sarıldığını, herkesi bırakıp bana geldiklerini ve benden ayrılırken ağladıklarını gördüm. ‘Bunu neden başka kulvarlara taşımayayım?’ dedim. O da Filistin gibi bir yer şu an, belki daha farklı bir yer, belki bir Afrika ülkesi… Yani Charlie Chaplin’i buralara taşıyabilmek. İnanın ben ölümü göze almak istiyorum, Gazze’ye gidip veyahut da ne bileyim Afrika’ya gidip savaşın ortasında ‘Durun.’ demek istiyorum. İnanın Charlie Chaplin’i gören düşman duracaktır.”
Güneyli, performansını sokaklarda yapmaktan büyük keyif aldığını kaydederek, “Zengin de fakir de gelip aynı yerde buluşuyorlar, aynı yerde bana tebessüm ediyorlar. Sahne sokak, insanların gerçekten sizi alkışladığı yer. Tiyatroya giderek, ‘Para verdim.’ diye alkışladığı yer değil. Gerçekten, duygusal olarak sizi alkışladığı yer. Bana ağlayarak sarılan insanlar var. Duygusallaşan, derdini anlatan, arabadan, tramvaydan geçerken el sallayan insanlar var. Bunları anlatınca siz nasıl bir ortam yaşadığımı anlayın.” ifadelerini kullandı.