Yunanistan‘ın turistik adası Santorini’de son günlerde başlayan deprem fırtınası paniğe neden oldu. Son yılların en büyük sismik hareketliliği nedeniyle Yunanistan’da ilan edilen OHAL’in ardından Türkiye de bir hamle yaptı. Santorini’deki sismik aktivite ve muhtemel riskler dün Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığında (AFAD) düzenlenen toplantıda ele alındı.
ADADAKİ DEĞİŞİMLER İNCELENDİ
Uzmanların konuya dair açıklamaları peş peşe gelirken, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN) Mühendislik Fakültesi Geomatik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, ekibi ile birlikte 3 yıl önce çalışmalarına başladığı ve yeryüzünde meydana gelen olaylar ile yapılardaki değişimin tespit edildiği yazılım ile Santorini Adası’ndaki 2014 yılından bu yana süregelen değişimleri inceledi.
KRATER BÖLGESİNDE GENLEŞME TESPİT EDİLDİ
Kutoğlu, Santorini Adası’ndaki yanardağ kraterinde yapılan incelemelerde yüzeyde bir genleşme tespit ettiklerini açıkladı. Kutoğlu, “Santorini Adası’nın yanardağ kısmının krater bölgesinde bir genleşme gözüküyor. Ama bu genleşme bir patlamaya dönüşür mü? Onu söylemek zor. Çünkü bazen yanardağlarda karakteristik olarak zaman zaman basınç artışı nedeniyle bu şekilde yüzey deformasyonları meydana gelebiliyor. Ama bunlar her zaman patlamaya dönüşmüyor. Bazen bu basınç aşağıdaki magma tabakasındaki etkileşimler sonucunda kendiliğinden düşebiliyor” dedi.
Santorini Adası’nda antik dönemlerde ciddi sarsıntılar yaşandığını ve volkanik patlamaların olduğunu hatırlatan Kutoğlu, günümüzde İzlanda ve İtalya’daki yanardağların çok daha aktif olduğuna dikkat çekti.
“OLASI PATLAMANIN İSTANBUL İLE İLGİSİ YOK”
Santorini’de yaşanabilecek patlamanın sınırlı bir etkisi olacağının altını çizen Kutoğlu, “Günümüzde İzlanda bölgesinde yine Avusturalya’da, İtalya’da çeşitli yanardağ patlamaları meydana geldi. Onlar daha aktif yanardağlar. Açıkçası şahsen onların oluşturduğu zararlardan çok daha büyük bir zarara yol açacağını düşünmüyorum. Sınırlı bir etkisi olacaktır. Hele İstanbul ile hiçbir ilgisi yok. Patlaması durumunda da belki bir iki metrelik tsunami dalgaları oluşturabilir. Onun dışında kül bulutları oluşabilir. Ama ne İtalya’daki ne de İzlanda’daki yanardağ patlamalarından daha büyük bir patlamaya dönüşeceğini düşünmüyorum. O bölgedeki adalarla sınırlı kalabilecek bir durum meydana gelebilir düşüncesindeyim” şeklinde konuştu.
“HELENİK YAY KIRILSA BİLE 20 METRELİK DALGALAR GÖRMEYİZ”
Avrupa Tsunami Araştırma Ekibi’nin hayata geçirdiği interaktif tsunami haritasını da inceleyen Kutoğlu, “10 bin yıl içerisinde baktığımız zaman ortaya çıkabilecek maksimum yüksekliği, helenik yay kırılsa bile ki en büyük tsunami oradaki dalma batma zonunun kırılmasıyla yaşayabiliriz. Beş metre civarında bir tsunami meydana gelebilir. Bodrum, Marmaris çevrelerinde araştırma ekibinin verdiği değerlere göre bu 2 ila 3 metreye kadar düşebiliyor. Dolayısıyla bu Uzakdoğu’da meydana gelen 20-30 metrelik tsunamileri görmeyeceğiz anlamına gelir. Bu da iyi bir şey. Beş metrelik bir tsunami meydana gelse ne olur? Kıyı bölgelerimizde, yükseltisi düşük olan, çökelti alanlarında, alüvyon, ovalık, plaj alanlarında 5 metrelik dalga 100 katı kadar yani 500 metre belki 1000 metre kadar içeriye girip zarar oluşturabilir. Böyle bir potansiyel var. Açıkçası şu durumda da buna pek ihtimal vermiyorum” ifadelerine yer verdi.
“FAY HATLARINI ETKİLEMESİ MÜMKÜN DEĞİL”
“Depreme etkisi ne olur?” sorusuna da cevap veren Kutoğlu, “Nereyi kast ediyorsunuz? Bunlar volkanik etkileşimler. Tektonik kaynaklı değil. Dolayısıyla Ege, İzmir bölgesindeki karadaki fay hatlarına ya da İstanbul’daki fay hattına bunun etkisinin olması mümkün değil. Ama yine o bölgede meydana gelen zaten var olan küçük fay hatlarına, kendi bölgesindeki fay hatlarına stres yüklemesi durumu söz konusu olabilir” dedi.