Federal Meclis’te rekor temsil! 19 Türk kökenli isim seçildi

Almanya’da gerçekleştirilen genel seçimlerin ardından, 19 Türk kökenli aday Federal Meclis’e (Bundestag) girmeye hak kazandı. Önceki dönem 18 olan Türk kökenli milletvekili sayısı bu seçimlerde 19’a yükseldi.

Seçim sonuçlarına göre, Sosyal Demokrat Parti (SPD) 7, Sol Parti (Die Linke) 7, Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) 2, Yeşiller (Grüne) 2 ve Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) 1 Türk kökenli milletvekili çıkardı. SPD’den Hakan Demir, Metin Hakverdi, Macit Karaahmetoğlu, Mahmut Özdemir, Aydan Özoğuz, Derya Türk Nachbaur ve Serdar Yüksel, Sol Parti’den Gökay Akbulut, Ateş Gürpınar, Ferat Koçak, Cansın Köktürk, Cansu Özdemir, Cem Hamit İnce ve Mirze Edis meclise girdi. CDU’dan Serap Güler ve Tijen Ataoğlu, Yeşiller’den Ayşe Asar ve Filiz Polat, CSU’dan ise Hülya Düber Bundestag’a seçildi.

KOALİSYON SENARYOLARI NASIL ŞEKİLLENECEK?

Seçimlerin kazananı, merkez sağda yer alan Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ve Bavyera’daki kardeş partisi Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) oldu. Friedrich Merz liderliğindeki ittifak, sandıktan birinci çıksa da tek başına hükümet kurabilecek çoğunluğu sağlayamadı.

Mevcut hükümetin ortaklarından liberal Hür Demokrat Parti (FDP), seçim barajını geçemeyerek Meclis dışında kaldı. Yeşiller ve Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) ciddi oy kayıpları yaşaması, CDU/CSU’nun koalisyon kurabileceği alternatifleri sınırlıyor. SPD ile büyük koalisyon seçeneği masada dursa da, partinin yaşadığı seçim hezimeti nedeniyle bu ihtimalin zor olduğu belirtiliyor.

Yeşiller, koalisyon ihtimaline kapıyı tamamen kapatmamakla birlikte, CDU/CSU ile ortaklık konusunda temkinli yaklaşıyor. Hristiyan Birlik partilerinin AfD ile işbirliği yapmayacağını açıklamış olması, aşırı sağın hükümet kurma denkleminin dışında kalmasını sağladı.

MERZ’DEN “ABD’DEN BAĞIMSIZLIK” ÇIKIŞI

Seçimlerin ardından CDU lideri Friedrich Merz, Almanya’nın güvenlik politikalarında daha bağımsız bir duruş sergilemesi gerektiğini belirtti. ABD’nin Avrupa güvenliği konusundaki tutumunu eleştiren Merz, Almanya’nın NATO içindeki rolünü artırarak, Washington’a olan askeri bağımlılığını azaltması gerektiğini savundu.

Donald Trump’ın Avrupa’nın güvenliğine dair kayıtsız kaldığını öne süren Merz, Almanya’nın Avrupa Birliği içinde lider bir güç olması gerektiğini vurguladı. Bu açıklamalar, Berlin’in Washington ile ilişkilerinde gerilim oluşturabileceği yorumlarına neden oldu.

AFD SEÇİMDE REKOR KIRDI AMA NEDEN DIŞLANDI?

Aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi, seçimlerde tarihinin en yüksek oy oranına ulaştı. Yüzde 21 oy alan parti, ikinci sıraya yerleşmesine rağmen, hiçbir ana akım partinin koalisyon ortağı olarak kabul etmemesi nedeniyle hükümetin dışında kalacak.

AfD’nin yükselişi, Almanya’daki göçmen karşıtı söylemin ne kadar geniş bir taban bulduğunu bir kez daha ortaya koydu. Parti lideri Alice Weidel, seçim sonuçlarını kutlayarak, CDU/CSU’nun kendileriyle işbirliği yapması gerektiğini öne sürdü. Ancak Merz ve diğer merkez sağ liderler, AfD ile herhangi bir koalisyona kesinlikle karşı olduklarını bir kez daha vurguladı.

TÜRKİYE-ALMANYA İLİŞKİLERİNDE YENİ DÖNEM

Öte yandan gelen seçim sonuçlarıyla birlikte Berlin-Ankara ilişkilerinde yeni bir dönem başlıyor. Merz’in özellikle enerji, göç ve savunma konularında Almanya’nın Türkiye ile işlevsel bir ortaklık kurmaya devam etmesi bekleniyor. Uzmanlara göre Ankara ile ilişkiler daha çok ekonomik ve stratejik temellere dayanabilir.

GÖÇ POLİTİKALARINDA DAHA SERT BİR TUTUM

Merz’in seçim kampanyasında en çok öne çıkan vaatlerinden biri, göç politikalarında daha sıkı önlemler alınması oldu. Ocak ayında sunduğu önergeyle sınır kontrolleri ve sınır dışı işlemlerinin artırılmasını destekledi.

Türkiye ile 2016 yılında yapılan göçmen mutabakatına benzer yeni anlaşmaların gündeme gelebileceği belirtiliyor. Ancak CDU/CSU’nun göç konusunda daha katı bir duruş sergilemesi, Almanya’daki göçmen topluluklarını tedirgin etmiş durumda.

SEÇİMLERE DIŞ MÜDAHALE Mİ?

Merz, Elon Musk ve Washington’un Almanya seçimlerine müdahalelerinin “Moskova’dan daha az sert ve çirkin olmadığını” söyledi.

Merz, ABD’den gelen siyasi baskılara dikkat çekerek, Avrupa’nın kendi kaderini belirlemesi gerektiğini vurguladı. Özellikle Almanya’nın güvenlik politikalarında bağımsız hareket etmesi gerektiğini savunan Merz, ABD’nin Avrupa’daki etkisini azaltma yönünde mesajlar verdi.

EKONOMİK KRİZLE MÜCADELE PLANLARI

Almanya’da son yıllarda yaşanan ekonomik durgunluk, yeni hükümetin önündeki en büyük zorluklardan biri olacak. Merz, sosyal yardımların azaltılması, devlet sübvansiyonlarının kesilmesi ve vergi indirimleri gibi reformlarla ekonomiyi canlandırmayı hedefliyor.

Ancak bu politikaların düşük gelirli kesimleri olumsuz etkileyebileceği ve geniş çaplı protestoları tetikleyebileceği yorumları yapılıyor. Almanya’da iş dünyası, Merz’in ekonomi odaklı politikalarına destek verirken, sendikalar ve sol partiler ise sert eleştiriler yöneltiyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir