Dünya Bankası’ndan Türkiye’ye 660 milyon dolarlık finansman! İşte paranın kullanılacağı yer

Dünya Bankası İcra Direktörleri Kurulu, Türkiye’nin elektrikli demir yolu taşımacılığını yaygınlaştırmaya yönelik çabalarını desteklemek için 660 milyon dolarlık finansmanı onayladı. Bankadan yapılan açıklamada, Doğu Türkiye Orta Koridor Demiryolu Geliştirme Projesi’nin, Türkiye’nin mevcut sınırlı demir yolu ağının en eski bölümlerinden birinin genişletilmesine ve modernize edilmesine yardımcı olacağı aktarıldı.

Açıklamada, Türkiye’nin, ülke genelinde mal hareketinin daha verimli bir şekilde gerçekleştirilmesine, ihracatın desteklenmesine, istihdam oluşturulmasına ve sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yardımcı olacak elektrikli demir yolu taşımacılığını yaygınlaştırmaya yönelik çabalarını desteklemek için 660 milyon dolarlık finansmanın onaylandığı bildirildi.

660 KİLOMETRELİK ELEKTRİK DEMİR YOLU HATTI 

Proje kapsamında, dizel motorlu trenler yerine Sivas’ın Divriği ilçesi ile Kars arasındaki bağlantının 660 kilometrelik tamamen elektrikli ve modern bir demir yolu hattıyla genişletileceği belirtilen açıklamada, 4 ili kapsayacak projeyle demir yolu güzergahında yaşayan yaklaşık 600 bin kişinin refahının sağlanacağına, aynı zamanda bunun yerel firmalara ve tarım işletmelerine önemli bir destek olacağına işaret edildi.

LOJİSTİK MALİYETLERİNİ AZALTACAK 

Açıklamada, proje tamamlandığında demir yolunun yük taşıma kapasitesinin, yıllık yaklaşık 750 bin tondan 20 milyon tona çıkacağı kaydedildi.

Türkiye’de mal taşımacılığının yaklaşık yüzde 95’inin kara yolu ile gerçekleştirildiği hatırlatılan açıklamada, projenin ulaşım sürelerini ve lojistik maliyetlerini azaltacağı ve Türkiye’nin batısı ile doğusu arasındaki bağlantı olanaklarını iyileştireceği vurgulandı.

Açıklamada, kara yolu ile yük taşımacılığının, ulaştırma sektöründen kaynaklı sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 50’sinden sorumlu olduğu belirtilerek, yük taşımacılığının karbonsuzlaştırılmasının, Türkiye ekonomisinin karbonsuzlaştırılması ve küresel ticarette rekabetçi kalmak isteyen ihracatçılar başta olmak üzere Türk sanayisinin sera gazı emisyonlarının azaltılması bakımından büyük önem taşıdığı ifade edildi.

KARBON AYAK İZİ VURGUSU 

AB’nin 2026 yılından itibaren karbon yoğun ürünlere tarifeler uygulamaya başlayacağı anımsatılan açıklamada, Türk ihracatçılarının karbon ayak izini azaltmasının çok önemli olduğu dile getirildi.

Açıklamada, 2030’da projenin tamamen uygulamaya girmesiyle yıllık 72 bin 332 tonluk karbon emisyonunun önlenmesi ve 2060 yılı itibarıyla bu rakamın 245 bin 835 tona çıkmasının beklendiği bildirildi.

Bankanın açıklamasında, yolcu ve yük taşımacılığı için bağlantı olanaklarının geliştirilmesinin, projenin gerçekleştirileceği ve ekonomik refah açısından ulusal ortalamaların gerisinde kalan Sivas, Erzincan, Erzurum ve Kars illerinde önemli sosyoekonomik faydalar sağlamasının beklendiği belirtildi.

Açıklamada, bu illerin aşırı hava olaylarına da oldukça fazla maruz kaldığı, dolayısıyla taşkın, heyelan ve orman yangınları gibi olayların etkilerine dayanabilecek dirençli bir altyapıya olan ihtiyacın ön plana çıktığı kaydedildi.

PROJEYE İLAVE KAYNAKLAR SAĞLANDI 

Dünya Bankası’nın Türkiye’de Orta Koridor’un genişletilmesini desteklemek için başka kalkınma ortaklarıyla birlikte çalıştığı aktarılan açıklamada, Doğu Türkiye Orta Koridor Demiryolu Geliştirme Projesi için hükümet tarafından sağlanan finansmana ek olarak İslam Kalkınma Bankası ve Asya Kalkınma Bankası tarafından da ilave finansman sağlandığı anımsatıldı.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez, “Türkiye, demir yolu bağlantılarını modernize ederek ve genişleterek, yerel ekonomileri canlandırma ve yetersiz hizmet alan bölgelerde istihdam oluşturma, ülkenin lojistik merkezi olma amacına katkıda bulunma ve ulaştırma sektörünün karbon salımını azaltma gibi çeşitli stratejik hedefler doğrultusunda ilerleme kaydedebilir.” ifadesini kullandı.

Dünya Bankası Proje Ekibi Liderlerinden Murad Gürmeriç de “Proje, ekonomik açıdan geride kalmış bölgelerle iklime dirençli bağlantı olanaklarını iyileştirerek ve bu şekilde istihdam oluşturmak, piyasalara daha iyi erişim imkanları sağlayarak, kadınlar, gençler ve kırılgan durumdaki topluluklar için önemli faydalar sunma potansiyeline sahiptir.” değerlendirmesinde bulundu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir