Binlerce Türkmen’i ölüme sürmüşler! Mağdurlar Esad’ın şeytani planını gazetemize anlattı

YILMAZ BİLGEN’İN HABERİ – Suriye’deki 61 yıllık Baas rejimi çökerken yaptığı sinsi planlar da bir bir gün yüzüne çıkıyor. Rejimin zorla silah altına aldığı binlerce Türkmeni ölüm hatlarına dizdiği öğrenildi. Ölüm siperlerine sürülen ve şans eseri kurtulan rejim mağduru askerlerden bazılarına ulaştık, yaşadıkları dehşeti dinledik. 

Suriye’de konuştuğumuz Türkmen gençlerden 26 yaşındaki Heysem, Türkmendağı-Bucak bölgesi Bedrusiye köyünde yaşadığını ve bir gece evleri basılarak abisi ile birlikte Emni Askerî İstihbarat Birimine götürüldüklerini söyledi. 

“Orada askerlikten kaçtığımızı, abim, çocukları ve beni askere alacaklarını söyleyip günlerce işkence ettiler” diyen Heysem şöyle konuştu: Onlara abimi bırakırlarsa askere gideceğimi söyledim. Bir belge imzalatıp abim ve yeğenlerimi saldılar. Ardından 6 yıllık askerlik ve sürgün dönemim başladı. Tam 3 defa firar ettim. İlkinde Ruslar yakaladı. Sonuncusunda ise Şam’daki görev yerimden özel bir talimatla Menbiç’e gönderildim. Orada Suriye’nin farklı bölgelerinden gelen Türkmenlerle birlikte en ön saflara itildik. İkinci hatta Şiiler üçüncü safta ise Nusayri askerler vardı. Menbiç’te öleceğimizi biliyorduk. 

ÖLÜMDEN KIL PAYI KURTULUŞ

Şehir düşmeden birkaç gün önce aralarında komutanların da bulunduğu 60 arkadaş ile sivil elbiseleri giyerek şehre yöneldik. Ruslar durdurmaya kalktı dinlemedik. Bu defa PKK’lılar yakaladı. Türkiye ve SMO’ya kalkan olarak kullanmakla tehdit ettiler. Hepimizi bir odaya kilitleyip öldüreceklerini söylediler. Ancak bozguna uğrayınca bizi orada bırakıp kaçtılar. Muhalifler geldi ve teslim olduk. Ölümden kıl payı kurtulmuştuk. 10 günlük yolculuğun ardından evimize döndük. Esad muhaberatı bilinçli bir biçimde bizi buralara gönderdi. Benim gibi yüzlerce Türkmen de aynı kirli hesabın kurbanıydı. Bazıları hayatını kaybetti. Ülkem kurtuldu ve şimdi Türkmendağı’nda yeniden bir gelecek hayali kuruyorum. 

KOMUTAN BİZİ UYARDI

Rejimin, bir kontrol noktasında yakalayıp 9 ay önce askere aldığı 19 yaşındaki Ahmet de benzer acıları yaşamış… Lazkiye girişinde alıkonulduktan sonra 3 cephede gezdirilen Ahmet, en son Kalamun’da görevliyken bir anda gelen emirle Şam’ın temas hatlarına yerleştirilmiş. Kirli tezgâhı anlatan Ahmet “Muhalifler Şam’a ilerlerken ben ve benim gibi Türkmen gençlerin en tehlikeli lokasyonlara yönlendirilmesi komutanımın (rejim albayı) dikkatini çekmiş. Beni uyardı ‘sizi geri dönüşü olmayan bir yola bilerek gönderiyorlar. Dikkatli olun. Şayet fırsat bulursanız hiç tereddüt etmeden kaçın’ dedi. Çatışmalar başladığında kilometrelerce yürüdük ve Şam’da bir eve saklandık. Ardından başka Türkmenlerle buluşup yaya olarak Lazkiye yoluna düştük. Günlerce yürüyüp evimize ulaştık” dedi.

ÜMİDİM KALMAMIŞTI

Dera bölgesinde ölüme terk edilen 22 yaşındaki Türkmen genci Yusuf ise hâlen o cehennemden nasıl çıktığına inanamıyor. “Bizi Allah korudu. Eve dönüş ümidim hiç kalmamıştı” ifadelerini kullanan Yusuf sözlerini şöyle sürdürdü: Rejim ordusu bizi resmen muhalif kurşunlara karşı kum torbası olarak oraya yerleştirmişti. Kesin olarak ölmemizi istiyorlardı. Üzerimize bombalar yağıyordu ve kaçacak hiçbir yer yoktu. Sonra birden baktım arkamızda hiçbir asker ve komutanın kalmadığını gördüm. Ön saftaki arkadaşlarıma ‘biz neden duruyoruz’ dedim ve sürünerek kaçmaya başladık. Ateş hattının dışına çıkınca da rejim üniformalarını çıkarıp eşofmanlarla kaçmaya başladık. Yolda Nusayri üst rütbeler dâhil herkesin kaçtığını gördüm. Herkes can derdine düşmüştü. Ordu tamamen çözülmüştü. O anların etkisinden hâlen çıkamadım. 

40 BİNDEN FAZLA ŞEHİT VERDİK

Devrimin başladığı ilk dönem Suriye ordusundan ayrılan General Ahmet Arnavut, baba ve oğul Esad’ın bitmeyen Türk nefretini şöyle anlattı: Esad rejimi Türkmenlere hem Sünni hem de Türk olduğu için iki kere düşmanlık etti. Buldukları her fırsatta Türkmenleri suçlayarak ağır bedel ödettiler. Sadece Hama katliam döneminde 3 binden fazla soydaşımız işkencelerle öldürüldü ve hâlen bunlardan hiçbir haber alınamıyor. Kurbanlardan birisi de öz kardeşim. 

1992’lerin sonunda PKK’yı Türkmendağı’na taşıyıp Kandil benzeri bir yapı inşa etmek istediler. Hepimiz ayaklandık. Kanlı bir kıyımla 640 Türkmen’i şehit ettiler. Onlarca kardeşimiz ise Sednaya’ya kapatıldı. Halen akıbetleri belirsiz. Son kalkışma döneminde ise en az 40 bin Türkmen can verdi. Esad, can çekiştiği son günlerde bile 60 yılda öldüremediklerini ateş hattına dizerek yok etmek istedi. Çünkü biliyor ki burada yaşayan her Türkmen Erdoğan’ı bilir ve ay yıldız için zerre tereddüt etmeden canını verir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir