DIŞ HABERLER—Kuzey Atlantik çevresindeki güçlü okyanus akıntılarındaki son ciddi yavaşlama, Avrupa’nın iklimini 1000 yılı aşkın süredir beklenmeyen bir aşırı soğuk döneme soktu. Bilim insanları, bu olayın yaklaşık 12 bin 800 yıl önce gerçekleştiğini ve o dönemdeki insanların bu duruma tanık olma şansının çok az olduğunu belirtiyor.
Popular Science dergisi Dünya’nın kilit iklim sistemlerinden biri çöküşün nasıl eşiğinde olduğunu analiz etti. İşte o analiz…
“DONACAĞIZ”
Bilim insanlarına göre, Atlantik Okyanusu’nun akıntı sistemi bir Üstelik bunun hepimiz için ciddi sonuçları olacak. devrilme noktasını geçmek üzere olabilir.
Buz gibi rüzgarlar, donmuş Thames Nehri boyunca uğulduyor, buz kütleleri Mersey rıhtımlarında gemileri engelliyor ve İngiltere’de ekinler zarar görüyor. Bu sırada ABD’nin doğu kıyılan yükselen denizler nedeniyle sular altında kalıyor. Amazon’da yağışlı mevsimlerle ve kurak mevsimlerin yer değiştirmesi yüzünden ekolojik bir kaos yaşanıyor… Dünya altüst olmuş durumda!
Bu sahneler kulağa bir Hollywood filminden fırlamış gibi gelse de Dünya’nın iklim sisteminin kilit unsurlarından biri olan Atlantik Meridyonel Hareket Dolaşımı’nı (AMOC) inceleyen yeni bir bilimsel çalışma, bunların 2050’ye kadar gerçek olabileceğini söylüyor. Peki, AMOC nedir ve neden önemli? AMOC kesintiye uğrarsa felaket niteliğinde olayların meydana gelmesi muhtemel midir ve bu konuda ne yapabiliriz?
AMOC NEDEN ÖNEMLİ VE NESİ DEĞİŞİYOR?
AMOC, Körfez Akıntısı’nı da (Gulf Stream) içeren büyük bir okyanus akıntıları sistemi. Tropik bölgelerden aldığı sıcak ve tuzlu suyu kuzeye, Kuzey Atlantik’e doğru dolaştırıyor; su burada soğuyor ve yoğunlaşıyor. Bu su soğudukça batıyor ve daha derinlerden güneye doğru geri akıyor. Sonunda okyanusun geri kalanı boyunca yüzeye geri yükseliyor ve böylece sürekli bir dolaşım döngüsü oluşuyor.
AMOC, Atlantik çevresinde çok fazla ısı taşıyor (yaklaşık bin milyar su ısıtıcısında su kaynatmaya denk). Okyanustan ve atmosferden kuzey yarım küreye akan toplam ısının %25 inden AMOC sorumlu, Bu ısı, Atlantik’ten Kuzeybatı Avrupa’ya doğru esen rüzgarları ısıtıyor, bu bölgelerin nispeten ılıman iklime sahip olmasını sağlıyor ve Arktik deniz buzunun Norveç’in ötesine yayılmasını önlüyor.
Ancak AMOC’un etkileri dünyanın başka yerlerinde de hissediliyor. AMOC zayıflar ve kuzey yarım kürenin soğumasına neden olursa ekvatoral yağış kuşağı da dahil olmak üzere dünyanın tüm iklim kuşakları daha güneye kayacaktır.
Bu nedenle AMOC, küresel iklim sisteminin istikrarı için kilit bir bileşen. Küresel ısınma devam ettikçe yüksek enlemli Kuzey Atlantik Okyanusu’nun yüzeyi çok daha fazla ısınıyor. Ayrıca Grönland buz tabakasnın ve Arktik deniz buzunun erimesi ve artan yağışlar nedeniyle yüzey daha tatlı hale geliyor. Bu da yüzey deki suyun yoğunluğunu azaltarak suyun batmasını engelliyor ve AMOC’u zayıflatıyor.
Okyanus üzerinde esen rüzgârların konumlarının ve şiddetlerinin değişmesi de AMOC’u değiştirebilir. Buzul Çağı sırasında daha şiddetli rüzgarlar daha güçlü bir Körfez Akıntısına yol açarak AMOC’un bazı kısımlarını güçlendirmişti. Bilgisayar modellerine göre, tersi durumda yaní gelecekte daha sıcak bir dünyada rüzgarlar AMOC’u zayıflatabilir.
KESİNLİKLE DEĞİŞİYOR MU?
AMOC’un kuvvetine ilişkin doğrudan enstrümantal ölçümler. Atlantik’te RAPID dizgesinin kurulduğu 2004 yılında başladı. Yaklaşık 20 yıllık kesintisiz ölçümlerin sonuçları AMOC’un kuvvetinde %10’luk bir düşüş olduğunu gösteriyor ama gözlemler yıldan yıla çok fazla değişiklik gösterdiği için bunun anlamlı ve uzun vadeli bir düşüş olduğundan emin olamıyoruz.
2004’ten daha geriye bakmak için AMOC kuvvetinin dolaylı ölçümlerini dikkate almak zorundayız. Grönland’ın güneyinden toplanan deniz yüzeyi sıcaklık verileri son birkaç on yılda bir soğuma eğilimi ortaya koyuyor genel küresel ısınma örüntüsü göz önüne alındığında bu olağan dışı bir durum. Aynı zamanda, normalde AMOC’la birlikte Kuzey Atlantik’e taşınan tuzlu sular artık Güney Atlantik’te birikiyor. Bu iki örüntünün, AMOC zayıfladığı için ısı ve tuz taşınımının azalmasının bir sonucu olduğu düşünülüyor.
Paleoiklim bilimciler zaman içinde daha da geriye giden değişiklikleri incelemek için okyanus tortu çekirdeklerini kullandılar. Bunlar binlerce yıl boyunca deniz tabanındaki tabakalara yerleşmiş çamuru ve ölü organizmaların kabuklarını içeriyor. Sonuçlara bakılırsa mevcut zayıflamanın son 1.600 yılda eşi benzeri görülmemiş.
Bu bulgular AMOC’un hälihazırda yaklaşık %15 zayıflamış olabileceğini gösteriyor. Ancak bulgular dolaylı olduğu için AMOC’ta önemli bir azalma olup olmadığından emin değiliz.
İLERİDE NE OLACAK?
İklim modelleri, sera gazı emisyonlarının mevcut hızlarda devam etmesi halinde 21. yüzyıl bitmeden AMOC’un %30 ila 50 zayıflayabileceğini gösteriyor. Bu durum, Avrupa’da değişen hava modellerine ve daha ekstrem hava koşullarına, kuraklığa veya sellere yol açabilecek tropikal yağış modeli değişikliklerine ve deniz seviyelerinde bölgesel değişikliklere yol açacak. ABD’nin doğu kıyısında deniz onlarca santimetre yükselecek.
Ancak daha büyük bir felaket bizi bekliyor olabilir: Gezegenimizin az miktarda ısınmasıyla bile AMOC on yıllar içinde kuvvetli durumdan çok zayıf duruma geçebilir veya çökebilir. Buna devrilme noktası deniyor ve bilgisayar modelleri bunun ciddi iklim etkilerine yol açabileceğini gösteriyor.
AMOC NASIL ÇÖKEBİLİR?
AMOC, “tuz geri besleme” mekanizması nedeniyle dev- rilme noktasını geçebilir. Gözlemler AMOC’un Atlantik’e tuzlu yüzey suyu verdiğini ve okyanus derinliklerine daha az tuzlu su verdiğini gösteriyor. AMOC zayıflarsa Atlantik’in yüzeyi daha tatlı su olmaya başlar, bu da daha fazla zayıflamaya yol açar ve sonunda AMOC aniden çökebilir. Bu süreci başlatmak için küçük bir dürtme bile (örn. Grönland buz tabakasının süregelen erimesi) yeterli olabilir.
Basit matematiksel modeller bu devrilme noktası davranışını 1960’ların başında ortaya koymuştu ama yakın zamana kadar çoğu iklim modelinde (Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli yani IPCC raporlarında kullanılanlar da dâhil) bu davranış görünmüyordu. Bu yüzden de 2021 IPCC konsensüsü 2100 yılından önce AMOC çöküşünün muhtemel olmadığını söylüyordu. Bununla birlikte iklim modellerinde AMOC’un fazla stabil kabul edildiğine dair endişeler var. Ayrıca model simülasyonlarının çoğu Grönland SI uz tabakasının erimesinin etkilerini dikkate almıyor. AMOC göstergelerine dayanarak yakın zamanda yapılan bir istatistiksel analiz, devrilme noktasının bu yüzyılın ortalarında olabileceğini iddia ediyor. Ancak bu çalışmalar doğrudan RAPID dizgesi verilerine değil de daha eskiye dayanan dolaylı verilere dayandığı için sonuçlar biraz şüpheli.
Şu anda karmaşık bir iklim modeli kullanılarak yeni çalışmalar yapılıyor. Amaç, devrilme noktası davranışını anlamak ve “tuz geri besleme” kaynaklı bir devrilme noktasının erken uyarı işaretlerini tespit etmemizi sağlayacak en iyi konumu ve ölçütü belirlemek. Bu modele dayalı bilgileri gözlemsel veri kümelerine uygulayan ancak henüz hakem denetiminden geçmemiş bir çalışma, 2050 yılından önce AMOC’un çökme ihtimalini %42 ile 76 arasında tahmin ediyor. Bu, endişe verici derecede yüksek bir ihtimal.
BU KONUDA NE YAPABİLİRİZ?
AMOC’un çökmesi, gıda tedarikini ve su kaynaklarını sekteye uğratabilir, ısınma amaçlı enerji talebini art- tırabilir ve altyapıları zorlayabilir. Meselenin altında yatan küresel ısınmayı azaltmak için atmosferik sera gazı emisyonlarını en kısa sürede azaltmamız gere- kiyor. İklim direncini güçlendirerek de ilgili riskleri azaltabiliriz.