Dizi ve sinema dünyasında kast krizi! Oyuncuları köle yaptılar

MURAT ÖZTEKİN’İN HABERİ – Türkiye’de dizi ve sinema sektörü yeni bir krizle sarsılıyor. Bazı menajerlik ve kast ajanslarının sektörde kartel oluşturduğu, oyuncular üzerinden TV ve sinemayı kontrol ettiği öne sürülüyor. Kimi oyuncuların sektörden uzaklaştırıldığı, yapımcıların ise yeteneksiz oyuncularla çalışmaya zorlandığı iddialar arasında yer alıyor. Bazı aktrislerden de bu yönde açıklamalar geliyor.

Rekabet Kurumu, ajansların “Rekabetin Korunması Hakkında Kanun”u ihlal edip etmediğine dair araştırması sonucunda 21 şirkete soruşturma açtı. Bu şirketlerin arasında en öne çıkanı ise ID İletişim oldu. Serenay Sarıkaya gibi isimlerin menajeri olan Ayşe Barım’ın başında olduğu şirket suçlamaların merkezinde. Ancak Barım “Gerçek dışı iftiralar söz konusu. Hukuksal bir sürece gireceğiz” diye iddiaları sert bir dille yalanlıyor.

SAVCILIK HAREKETE GEÇTİ

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ise sosyal medyadaki iddiaları ihbar kabul ederek gerçeğin ortaya çıkarılması için dün menajer Barım hakkında resen soruşturma başlattı.

SİSTEM PROBLEMİ VAR

Yapımcılar ise bu konuda yurt dışı satış ve “ünlü yüz” kaynaklı bir sistem krizi olduğu kanaatinde. Sorularımızı cevaplayan yapımcı Cemil Yavuz, meseleye sadece bir şahıs üzerinden bakılmasının yanlış olduğunu kaydederek şunları söylüyor: Herkesin rahatsız olduğu bir sıkıntı var ve sektörde büyük bir savaş yaşanıyor. Ancak bir menajeri alıp aslanların önüne atmakla bu problemi çözemeyiz. Türkiye’de kanal sayısı fazla, reklam pastası ise dar. Bu sebeple TV yöneticileri reyting için ‘ünlü oyuncu, iyi oyuncudur’ yanılsaması ile hareket ediyor. Oyuncu havuzu zayıf olduğu için de menajer ve kast direktörünün gücü artıyor. Menajerler, anlaşılır bir şekilde ünlü oyuncuların yanında zayıf oyuncuları da yapımcıya tavsiye ediyor. Açıkçası bu, bazen yapımcıya da ekonomik olarak makul geliyor.

İDEOLOJİK DAVRANIYORLAR

Menajerlik ajanslarının demokrat olmadıklarını belirten Yavuz “Menajerler sektöre ideolojik gözlükle baktıkları için kendileri gibi düşünmeyen yapımcılara negatif ayrımcılık yapabiliyor. Bu sistem, sektöre yeni yapımcı girmesini engelliyor. Böylece bir problemler yumağı oluşuyor. Türkiye olarak büyük bir şey başardık ve dünyada dizi ihracatında üçüncüyüz. Ancak bizi dünyadaki yerimizden edecek şey şu: Artık hikâye anlatımında yeni yollar bulamıyoruz” ifadelerini kullanıyor.

OYUNCULAR BİRKAÇ MENAJERDE TOPLANDI

Gazetemize açıklamada bulunan sektörün önemli yapımcılarından biri ise “Eşyanın tabiatı gereği bir dayatma var. Türkiye’deki herhangi bir TV’ye dizi yapılır; maliyet ülke içinden çıkarılır, kâr ise yapımın yurt dışına satılmasıyla yapılır. Yurt dışında ise bazı oyuncuların bilinirliği vardır. Dolayısıyla biz, kâr edebilmek için ‘celebrity’ denilen bu ünlü oyunculara ihtiyaç duyarız. Bu isimlerin birçoğu da Türkiye’de birkaç menajerde toplanmış durumda. Tabii, bu normal bir durum değil; bunun dünyadaki menajerlik sistemiyle alakası yok. Bizde köle sistemi var. Bir oyuncu sisteme girmek isterse doğal olarak üç beş menajerle çalışmak zorunda kalıyor. İşsiz kalmak istemeyen oyuncular, menajerlerin kölesi oluyor. İşinin dışında söylemek istemediğim şeyler de yapıyorlar. Böylece on tane oyuncu devamlı iş bulurken onlarca isim işsiz dolaşıyor. Meselenin temelinde yapımların yurt dışı odaklı olarak hazırlanması var ve aslında denklemi üç beş yapımcı kuruyor” ifadelerini kullanıyor. Söz konusu yapımcı, prime time’daki dizilerle seyircilere bazı fi kirlerin dayatıldığını, dindarların aşağılandığını da sözlerine ekliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir