ABD’de Joe Biden, Beyaz Saray’dan ayrılmadan sadece birkaç hafta önce, takdir yetkisini kullanarak 40 federal idam mahkumundan 37’sinin cezasını ömür boyu hapse indirdi.
Başkanlık kararnamesinin zamanlaması önemli çünkü Başkan seçilen Donald Trump idam cezasından yana, bu da ABD siyasetinde, Amerikalıları etik, dini ve politik açıdan bölen bir konu.
Cinayet suçlarından mahkum olanların başkanlık kararnamesiyle affedilmesi ABD’de yoğun bir tartışma meydana getirdi.
Başkanlık emri anayasal olarak güvence altına alındığı için, yeni Trump yönetiminin bu hamleyi tersine çevirmesi mümkün değil.
“Beni izlemeyeceğim ve yeni yönetimin, benim durdurduğum idamları yeniden başlatmasına izin veremem,” dedi Biden.
Trump, Biden’ı kınayarak, kararın “cinayet kurbanlarına ve ailelerine yüzlerine vurulmuş bir tokat” olarak nitelendirdi. Trump’ın sözcüsü ise, “Bunlar dünyadaki en kötü katillerden bazıları” şeklinde bir açıklama yaptı.
“Başkan Trump, hukukun üstünlüğünden yanadır ve bu, Beyaz Saray’a geri döndüğünde yeniden sağlanacaktır”
Trump, 2024 seçim kampanyasında, yalnızca federal idam moratoryumunu kaldırmakla kalmayacak, aynı zamanda federal yasalarla ölüm cezasına çarptırılacak suçları da genişleteceğini söylemişti.
Amerikalılar, idam cezası konusunda bölünmüş durumda.
Cumhuriyetçiler, idam cezasını güçlü bir şekilde destekliyor ve caydırıcılık, intikam ve kurbanlar için adalet gibi gerekçeleri öne sürüyorlar.
Demokrat Parti içindeki görüşler ise bölünmüş durumda. Bir kesim, ırkçı önyargılar, yanlış suçlamalar ve etik kaygılar nedeniyle idam cezasının kaldırılmasını savunuyor.