Türkiye’de 29 türü var, ‘yatağa yatırmadan’ iyileştiriyor! Öksürük, bronşit, nefes darlığı, astım… Vücuda kalkan oluyor

Grip ve soğuk algınlığına ilaçlarla çözüm aramak yerine doğal yolları tercih edenler aktarlara koşuyor. Binbir derde deva olduğu bilinen, vücuda adeta kalkan olan bitki çayları vatandaşlar tarafından sıkça tercih ediliyor. Fazla tüketimin sağlığa zararlı olduğuna dair dolaşan söylemlere cevap veren aktarlar, kritik uyarılarda bulundu.

“BU ÜRÜNLER SIKINTIYA NEDEN OLMAZ”

Aktar Koray Özkılıç öncelikle kış çayları ile ilgili medyada bilgi kirliliği oluştuğunu ifade etti. Özkılıç, kış çayı olarak geçen ürünlerin içinde zencefil, zerdeçal, havlıcan, tarçın, karanfil, hibiskus, ıhlamur, kuşburnu, ayva kurusu, elma kurusu ve hatmigül olduğunu söyledi.

“Bu ürünlerin hiçbiri tek başına ya da diğerleriyle birlikte kullanıldığında bir sıkıntı oluşturmaz” diyen Kılıç; aksine kışın tüketimi artan bitki çaylarının öksürük, bronşit, nefes darlığı, astım ve üst solunum yolu enfeksiyonlarına karşıvücuda koruma sağladığını belirtti.

KEKİK KULLANIRKEN DİKKAT!

Özklılıç, “Kekik bir numaralı antiseptik özelliği olan üründür. Aynı zamanda Türkiye’nin önemli bir ihracat maddesidir. Gelgelelim kekik yüksek tansiyon ve hipertansiyonu olan kişiler tarafından kesinlikle çok dikkatli kullanılmalı, aksi takdirde tansiyonu yükseltme özelliği var. Kekiğin 29 türü var. Türkiye’de ve bizim topraklarımıza has, endemik bir bitki türü olması dolayısıyla Avrupa’nın ve dünyanın yegane ülkelerinden biriyiz. Fakat yine de tüketim olarak Avrupa’nın gerisindeyiz” ifadelerini kullandı.

“ESAS OLARAK HASTALIK GELMEDEN ÖNCE TÜKETMELİYİZ”

Özkılıç, kış çaylarının yalnızca hastalıklara karşı korunma amacıyla değil her zaman tüketilebileceğini söyleyerek, “Bu, antioksidan özelliğinden dolayı vücudun savunma mekanizmasını artırır. Aynı zamanda soğuk algınlığı, grip ya da nefes darlığını da hafif atlatmamızı sağlar. Kısaca doğal yaşantımızı ‘Yatağa yatırmadan’ iyileştirmeye ve pasif olarak atlatmaya yardımcı olur” dedi.

“Esas olarak hastalık gelmeden önce tüketmeliyiz ki bizi en başından beri korusun” diyen Özkılıç, “Bugün Avrupa ülkelerine baktığımız zaman rezeneyi, anasonu ya da adaçayını normal çay gibi tüketiyorlar. Bizse hastalık geldikten sonra koştur koştur tüketme derdine düşüyoruz, ‘Havalar soğudu aman grip olmayalım’ diye. Keşke bunları normal zamanda da tüketsek ve olayı hastalanmadan çözsek” şeklinde konuştu.

“BİRAZ FAZLA UYKU YAPAR O KADAR”

Bitki çaylarının tüketim sıklığı konusuna değinen Özkılıç, zencefil, zerdeçal, havlıcan, tarçın ve karanfil gibi çayların herhangi bir zararının olmadığını dile getirerek, şuna dikkat çekti:

“Tabii zencefili çok tüketirseniz mesela vücudu ısıtır ki bunu doğuda insanlar zaten bu amaçla da kullanıyor. Bunlar dışında bir yan etki yok. Bir tek adaçayı belki sakinleştirir, dinlendirir, biraz fazla uyku yapar o kadar.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir