AK Parti’de, 14 Mayıs ve 31 Mart yerel seçimlerinin ardından başlatılan değişim süreci, bugün yapılacak kongre ile tamamlayacak. 8’inci Olağan Büyük Kongre öncesi Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı.
CNN Türk’e konuşan Tunç’a, terörle mücadele kapsamında atılan adımlar çerçevesinde ilerleyen İmralı süreci devam ederken DEM Parti’nin neden kongreye davet edilmediği sorusu soruldu.
Tunç ‘mücadeleye’ vurgu yapıp şunları söyledi:
40 yıldan bu yana terörle mücadele eden nadir bir ülkeyiz. Çok büyük maddi ve manevi kayıplar verdirdi. Terör belası bu ülkeye musallat edilmeseydi Türkiye bugün kat kat daha büyük olacaktır. Terörle mücadele ederken milletimizin refahını artırma gayreti içinde oldu ülkemiz.
O partimizin, Genel Başkanımızın aldığı bir karardır. Benim o konuda bir bilgim yoktur. Böyle bir karar alınmışsa elbetteki bir sebebi vardır. Benim yorum yapmam söz konusu olamaz.
“AF SÖZ KONUSU DEĞİL”
Öcalan’ın beklenen açıklamasına dair de konuşan Tunç şunları söyledi:
Burada terör örgütü elebaşının yapacağı açıklama ya da yapması tartışılan açıklama terör örgütüne yönelik olacaktır. Muhatap orada terör örgütü, devlet değil. Burada bir pazarlık söz konusu olamaz. Açıklama karşısında ‘şu yapılacak’ demek doğru değil. Açıklamayı kurucusu olduğu terör örgütüne yapacaktır.
Açıklama sonrası terör örgütü nasıl bir durum geliştirecek bu henüz belli değil. Burada devletin terörle pazarlığı söz konusu olamaz. Tüm hedefimiz terörü ortadan kaldırmak, terörsüz bir Türkiye’ye adım atmaktır. Af vs. kesinlikle söz konusu değil. Milletimiz şunu bilsin; ülkemiz şehit ailelerini rahatsız edecek bir durumda olmaz.
TÜSİAD’IN AÇIKLAMALARI: KARA PROPAGANDA
TÜSİAD tartışmalara neden olan açıklamaları hakkında da konuşan Bakan şunları ifade etti:
TÜSİAD Başkanı ve YİK Başkanı’nın sözlerine baktığımızda, yürüyen soruşturmalarla ilgili bir takım açıklamalar yaparak, devam eden soruşturmalarla ilgili, soruşturmaları etkileyecek açıklamalar yaptığını görüyoruz.
Türkiye’de ‘hukuk’ olmadığı yönündeki iddialara TÜSİAD’ın katıldığını görüyoruz maalesef. Yargı bağımsızlığına yönelik kara propagandanın farkındayız. Yargıda hatalı kararlar olabiliyor elbette. 3 dereceli bir sistemimiz var. Düzeltilme mekanizması olan bir sistemde, ülkemiz yargısını karalamaya katılırsanız bunun ekonomimize, ülkemize hiçbir faydamız yok.
O yabancı derneklerin nasıl kurulduğunu, nasıl listeler oluşturulduğunu da biliyoruz. O ülkelerin Türkiye’nin önünde olması mümkün değil. Bir İngiliz dergisinin ardından yapılan açıklama… TÜSİAD 27 Nisan’da ne demiş diye baktım. TÜSİAD’ın o dönemki başkanı demokrasinin arkasında durmamış, o bildiriye yakın bir açıklama yapmış. Demokrasiye yönelik, yargıya yönelik bir takım ifadeler, dosyanın içeriğini bilmeden, hatta kendileri de itiraf ediyorlar açıklamalarında…
Yargıya müdahale, onları etkileyecek bir müdahale… Bunları söyledikten sonra yargıyı etkileyip etkilemeyeceğine yönelik kararı yargı karar verecek.
MUHALEFETE: YASSIADA ZİHNİYETİ
(Özgür Özel’in ‘İmamoğlu’na darbe’ açıklaması) Onlar darbeci geleneği çok iyi bilir. Yassıada zihniyetini çok iyi bilirler. Kimler darbecilerin yanında durup, kol kanat gerdiğini bilirler. Bizim üzerimize çamur atmasınlar. O iddialarda bulunanlar kendi parti mensupları.
İBB Başkanı hakkında hangi soruşturmalar var? Ordu Valisi’ne söylediği söz… Buradan ifade etmek doğru değil. Yargı mensuplarına ‘çürük zihinli’ diyebilir misiniz? Siyasetçiler eleştiri yapabilir. Yargı kararları da eleştirilebilir ama burada hakaret, adeta tehdit edilemez. Soruşturma açıldığında ‘darbe yapılıyor’ propagandası yapıyor. Millet de bunu biliyor.